6 Nisan 2012 Cuma

Cumartesi Cumartesi


   
                                               


                                  CUMARTESİ CUMARTESİ

   Sadece üç filmle Türk sinemasının en önemli yönetmenlerinden biri haline gelmek kolay değil . Filmlerinin sosyal ve eleştirel boyutu üzerine bir çok tartışma çıkan yönetmen Tunç Okan sinema hayatına oyunculukla başlamış ve bir çok avantür filmde rol almıştır. Daha sonra oyunculuğu bıraktığını duyurarak eğitimini aldığı diş hekimliği mesleğini icra etmek üzere Avrupa'ya yerleşmiştir. Sinemaya dönüşü çok tartışılan Otobüs filmiyle olur. Bu filmle büyük yankı uyandırır. Sonradan çektiği Cumartesi Cumartesi ve Sarı Mercedes filmleriyle başarısını sürdürür. Cumartesi Cumartesi ( Drole de samedi )  diğer iki filmine göre biraz daha ayrı durur. İsviçre'de çekilen ve oyuncu kadrosunda İsviçre ve Fransa'nın tanınmış oyuncuları bulunan 1985 yapımı film aynı zamanda Avrupa'lı yapımcılar tarafından finanse edilmiştir. Türkçe seslendirme kadrosunda ise Erol Günaydın ve Erdal Özyağcılar gibi tanınmış kişiler yer alıyor. 
   Filmde bir İsviçre kasabasında yaşayan bir çift olan Pierre ve Veronique'in bir cumartesi günü başından geçenler anlatılıyor. Cumartesi gününü değerlendirmek üzere dışarı çıkan çift gayet sakin ve huzurlu görünen bu kasabada birden bire bir çok olumsuzlukla ve absürt  denilebilecek tuhaflıkta olaylarla karşılaşırlar. Rüyasında karısından salam yaptığını gören bir kasabın uyandığında dehşet saçması, patronları tatile çıkan bir restoranın çalışanlarının tuhaf hareketleri , rubik küpünü çözmeye çalışan yaşlı bir adamın şaşkınlığı, çapkınlık yapan bir erkeğin başından geçen şaşırtıcı olay ve dişçisiyle tuhaf bir diyaloğa giren çocuk gibi birbirinden bağımsız hikayeler izleriz film boyunca. Tüm bu tuhaflıkların ve kasabanın özgürleşen, kuralsız gürültüsünün eksenindeki çiftimiz gün boyunca tanık oldukları durumları şaşkınlıkla izlerken bir yerden sonra sorgulamaya başlarlar. Her şey normal görünürken bir anda çileden çıkabilen insanlar ve şiddete , aşağılamaya meyilli olan yapılarını gösterir bizlere Tunç Okan . Biz bütün bu karmaşayı çok uzaktan izleriz çünkü ne karakterler ne de olaylar empati kurmamıza müsait değildir, absürt ögelerle dengede tutulan bir yabancılaştırma durumu söz konusudur. Müşterinin soru ve davranışları sonucunda çileden çıkan bir tezgahtar , direksiyon dersinde öğretmenin sabrını zorlayan bir öğrenci ve markete girip robotmuşçasına hareket eden insanların yağma yaparcasına alışveriş yapması çiftin tanık olduğu huzursuzlukta bardağı taşıran son damlalar olurlar. Kim bilir belki de bütün bu hikayelerin bilinçaltında  Tunç Okan'ın Avrupa'da hissettiği yabancılığın da etkisi vardır.
      

4 yorum:

  1. İzlememiştim bunu Tv'lerde yayınlanıyor mu bilmiyorum hiç denk gelmedim. Tanıttığın da çok iyi oldu :)

    YanıtlaSil
  2. yok tvde görmek zor ama bir yerde bulursan izlemeni öneririm senin de seveceğin türde bir film: )

    YanıtlaSil
  3. Evet konu ve işlenişi itibariyle dikkatimi çekti bulmaya çalışacağım.

    YanıtlaSil
  4. Türk filmlerine maalesef genelde agresif bir ön yargıyla yaklaşırım. ama bu tür bloglar ve film yorumlarıyla karşılaştıkça ön yargım kısım kısım kırılıyor. Teşekkürler.

    YanıtlaSil