24 Eylül 2012 Pazartesi

Klişeler Boyut Değiştiriyor ( Part 1 )

     
               
                 

   
                                              KENDİME SORDUM

     Klişelerin önüne geçemeyip bütün bunlara farklı bir boyut kazandırıp geliştirerek devam ettiren mahluklara yaptığım tek taraflı sorgulamadır  bu. Cevap hakkı yok, cevapları da ben vereceğim... Korku türünün üstünden gitmeye karar verdim. Malum klişe kullanımının en çok göze batıp eleştirildiği tür.

 1 -  Korku filmlerinde beraber tatile giden arkadaş gruplarındaki karakterler birbirleriyle çok alakasız oluyorlar. Bu minimum ortak yönlü insanları beraber tatile çıkacak kadar birbirine bağlayan nedir? 

       Cevap: Ulvi bir bağ değil, tabi ki çakalların şahı senarist ağabeylerimiz ve ablalarımız.

2 -  Neden düzenli bir kompozisyonla daha düzenli bir hikaye anlatımı sağlanabilirken kan kusturma sahneleri son 15 dakikaya mahsustur? ( Bakın bu sorudaki görüşüm yanlış anlaşılabilir. Tabi ki farklı senaryo kalıplarına açığım ama düzensizliğin de bir düzeni olmasının gerektiği konusunda hemfikiriz sanırsam. ) 

       Cevap : Fırtına öncesi sessizlik değil ( o başka bir şey ) . Yönetmen ağabeyin kombo yapma psikolojisi, seyircinin dikkatini allak bullak etme operasyonu, aşırı katarsis enjeksiyonu. 


3 - Neden A.B.D. dışındaki ülkelerde ( genelde Avrupa ülkeleridir ) yapılan korku türündeki filmler gayet başarılı olduğu ve bahsettiğim klişelere asla kurban olmayıp bunları tersten okuyup gayet özgün anlatımlarla yön verebildiği halde o çok istedikleri Hollywood'a transfer olunca daha önce defalarca çekilmiş konuların kalıplarına kurban ediliyorlar ? 

     Cevap : Tabi ki yapımcıların denenmemiş olana karşı duydukları inanılmaz korku diyeceksiniz. Evet bu tabi ki var. Ama bir de ilk filmleri için eşten dosttan para toplayan bu yönetmenlerin Hollywood tarafından sağlanan maddiyat tarafından esir alınması ve filmlerin içeriğini hemen atlayıp bir an önce çekip bitirmek istemesi de doğru olabilir diyorum ben. 


Neyse ne artık, devam edeceğim bunlara kendi çapımda... 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder