26 Mart 2012 Pazartesi

A Face in the Crowd


                                       


                                 A Face in the Crowd

    A Face in the Crowd (Kalabalıkta Bir Yüz) yönetmenliğini Elia Kazan'ın yaptığı , başrollerini ise Andy Griffith ve Patricia Neal' in paylaştığı 1957 yapımı bir başyapıt. Filmin senaryosu Kazan'ın Rıhtımlar Üzerinde'de de beraber çalıştığı Budd Schulberg'e ait. Hikaye bir radyo programı yapımcısı olan Marcia (Neal) ' nın suçluların bulunduğu nezarete gelerek oradan yayın yapmaya çalışması ile başlar. Mahkumlar arasında gitar çalıp şarkı söyleyen Larry ( Griffith) ile tanışır ve Larry' nin yayında yaptığı kısa şovdan çok etkilenir. Patronuyla konuşur ve bir süre sonra serbest bırakılan Larry' e radyoda çalışma teklifi sunar. Larry kötü bir çocukluk yaşamıştır , fakir bir hayat sürmektedir ve parasız durumdadır. Buna rağmen teklifi kabul etmekte biraz direnir ama sonunda ikna olur. 

    Programa başladığında halkın bir numaralı sevgilisi haline gelir. Çünkü taşralı kesime hitap eden espriler ve anlattığı konular insanlara oldukça samimi gelir. Ne de olsa o aralarından biridir. Bir süre sonra televizyon programı teklifi alır. Bu süreç içinde Marcia'yla duygusal bir yakınlaşmada bulunurlar. Televizyonda da aynı tarzda sunuma devam eder. Hatta yayında söylemesi için verilen reklamlara bile alaycı bir tavırla yaklaşarak zengin kesime yaptığı küçük göndermelerle halkın(ın) yanında olduğunu vurgular. İnsanlar aralarından biri olduğuna inandıkları Larry'yi yükseltmeye devam ederken ani bir değişim olur. Para ve şöhreti önemsemediği düşünülen bu adam birdenbire değişir. İnsanlara karşı hareketleri farklılaşırken aynı zamanda şöhret ve para hırsı artmaya başlar. Usta yönetmen Elia Kazan bu keskin değişimi çok kısa bir süre içerisinde göstermesine rağmen seyirciye inandırıcılık sorunu yaşatmaz. 

   Larry'nin aniden başka bir kızla evlenmesi uzun zamandır umut verdiği Marcia için büyük hayal kırıklığı olur. Marcia'nın hem kalbi kırılmıştır hem de Larry'i keşfederek bu başarının mimarının kendisi olduğunu düşündüğü için bu olanları gururuna yediremez. Larry artık kamera arkasında çok farklı bir insandır. Taşralılarla dalga geçerek onların koyun sürüsü gibi nereye çekerse oraya gideceklerini iddia eder, bir zamanlar eleştirdiği politikanın içine atılır, senato üyeleri ve bakanlarla seçim propagandaları uygular. Bütün bunlar kendisini daha yükseğe taşımak içindir. Hatta alkış ve gülme efektleri bulunan makineyi icat ettirir. Artık gerçek alkışlar ona gerekli değildir. Ne var ki Marcia intikamını almak için Larry' nin gerçek yüzünü halka gösterme derdindedir. 

    Kitlelerin insanları bir anda yükseltip aynı hızda da düşürebileceğinin ustaca bir öyküyle işlenmiş kanıtıdır bu film. Elia Kazan'ın eşsiz sinematografisi filmin temposunda en belirleyici faktördür. Son yarım saate kadar gayet eğlenceli bir seyirlik şeklinde ilerleyen hikaye çöküş noktasında Larry'nin kariyeri gibi durağanlaşmaya başlar. Biz de onun yaşadığı bu inişli çıkışlı hayatın ritmine uyarız izlerken. Film boyunca yapılan sistem eleştirisi de sonlara doğru giderek  netleşmeye başlar. Medya patronları ve siyasetçiler başta Larry' e istediğini yapması için izin verirler ve müdahalede bulunmazlar. Larry kendi kitlesini oluşturduktan sonra istediklerini elde etmiş olurlar. Başlarda bir halk kahramanı olarak gördüğümüz Larry'nin bu düzenin bir parçası haline gelmesiyse çok kolay olur. Günümüzde en belirgin şekilde televizyonlarda bütün abartılı halleriyle izlediğimiz halkın onca sevgilisi de böyle yok olmadı mı bir anda? A Face in the Crowd' un başrolünde hepimiz varız aslında. Oyuna geldiğimizi en son farkeden de biz değil miyiz? Zaten kalabalıktaki yüzlerden çok yüzlerin arasındaki kalabalıklar ezilmez mi bu düzende?

4 yorum:

  1. filmi izleyemediğim için yorum yapamayacağım ama yazın çok iyi. tasarım konusunda sorunları çözmene de sevindim :)

    YanıtlaSil
  2. Çok teşekkürler. Evet nihayet çözdüm sanırım :))

    YanıtlaSil
  3. Ben bi ara bu filme takmıştım, indirip izleyecektim ama her nasılsa unutmuşum. Hatırlattığın için sağol Enes :) Bu arada yazın çok iyi ...

    YanıtlaSil
  4. her açıdan çok iyi devamını da bekliyoruz :)

    YanıtlaSil